OLİGARŞİNİN OLİGARKLARI

Toplumsal yapı malum düşük orta ve yüksek gelirliler diye ayrıştırılır.

Bu ayrışmaya göre az gelirliler, adeta toplumun posasıdır. Toplumun en altında kalan, yaşamsal fırsatları yakalayamayan çaresiz ve düşkün insan kitleleridir.

Orta gelirliler ise, hem toplumun hem de devletin orta direğidir. Devleti ve ülkeyi ayakta tutan, toplumu toplum yapan ana gövdeyi oluşturur. Orta direğin güçlülüğü devletinde güçlülüğünü gösterir.

Yüksek gelirliler ise, toplumun en zengin kesimidir. Toplumun her türlü nimetinden fazla fazla pay kapan istisnai bir topluluktur.

Böyle bir yapıda zenginliğin ve yoksulluğun minimize edildiği, orta kesimin alabildiğince güçlü olduğu devletler, hukukun yani adaletin tam işlediği, hırsızlık, yolsuzluk ve yoksulluğun üstüne üstüne giden, hak ve eşitlikten yana demokratik zihniyetin egemen olduğu toplumlar da yaşamak son derece keyifli ve inansın kendini insan gibi hissettiği ülkeler ve devletlerdir.

Az gelirli ve yoksul insanların alabildiğine çoğunluğu oluşturduğu toplumlar; Allahın belası diktatörlüğün, faşizmin, oligarşinin ve tiranlığın egemen olduğu, rezilliğin gırla gittiği ilkel zihniyetli yöneticilerin kontrolündeki devletlerin vatandaş topluluklarıdır. Bu devlet anlayışı ile yönetilen devletlerin alayında, ezilen sömürülen, hak ve adaletin yerlerde süründüğü, zorbalığın, zulmün zirvede olduğu , kadının, erkeğin, çocuğun istismar edildiği, köleleştirildiği , zavallı insan yığınlarında pestilinin çıkarıldığı bir zihniyetti hakimdir. Böyle devletlerin vatandaşları sürekli olarak devletlerinden kaçıp insanca yaşayacakları ülkelere sığınmak için ölümüne göç olgusuna sebep olurlar.

Orta direği ile yoksul kesimi iç içe geçmeye başlamış toplumlar ise ya diktatörlerin tiranların yönettiği ülkesidir, ya da oligarşinin çok güçlü olduğu, toplumun ve devletin her türlü maddi ve manevi varlığının oligarkların eline geçtiği veya gasp ettiği devletlerce yönetilirler.

Bahçeli siyasetinin Türkiye’ye etkileri

Devlet Bahçeli.

Alparslan Türkeş sonrası MHP’nin başına gelen lider.

Devlet Bahçeli.

Türk siyasetinin ve Türk devletinin yeniden ama yeniden dizayn edilmesinin baş mimarı, organizatörü ve yaşadığımız şartların sebebi ve yaratıcısı parti lider.

Devlet Bahçeli.

Dün söylediklerini dünün şartlarına göre söyleyen, bugünün şartlarında dün söylediklerini hükümsüz sayan, “ dün dündür bugün bugündür” siyasi düsturunu rahmetli Demirel’in elinden söküp alan usta ve kurnaz siyasetçi.

Devlet Bahçeli

Her an, beklenmedik bir zamanda Türkiye’yi seçime götürme gücüne sahip tek lider.

Devlet Bahçeli.

İktidar olmadan, iktidarı idare etmeye çalışan, yetkili olmayı çok seven ama sorumluluk almayı reddeden dünyada cennetini yaşayan siyasetçi.

Devlet Bahçeli.

Türk Milliyetçiliğini, Alparslan Türkeş’in ve ülkücülerin anladığı manadan çok daha öteye taşıyan, saydamlaştıran, seyrekleştiren, görünmez kılan en büyük Türk Milliyetçisi olan parti lideri.

Devlet Bahçeli.

Parti içinde kendisine karşı gelenleri, gelmesi olası siyasetçileri tereyağından kıl çeker gibi partiden uzaklaştıran teşkilatçı.

Devlet Bahçeli bu günlerde Türk siyaseti hayatına kontur hareketleri ile müdahale etmeye başladı. Çok değil, yakın zaman sonra Türkiye’yi bir anda erken seçimlere götürebilir. Gördüğüm kadarı ile AKP ile dövüşe dövüşe çekilmeye başladı. Mesela HDP’nin ve anayasa mahkemesinin kapatılması isteği. Devlet Bahçeli’nin anayasa mahkemesinin ne işe yaradığını bilmemesi mümkün mü? Elbette değil. Ama HDP’yi kapatmadı diye AYM’nin kapatılmasını ısrarla istemesi AKP’yi köşeye sıkıştırma adımı olamaz mı?

Sanırım AKP, Bahçeli konusunda artık daha dikkatli. Bahçeli’nin siyaset anlayışının bir gün başlarına iş açacağının farkında olarak büyük fedakarlıkla Bahçeli’yi ve MHP’yi elde tutmaya çalışıyor. Ancak bu durum böyle sürüp gidemez. Bahçeli’yi çok yakından tanıyan ve bir zamanlar kankası olan Kılıçdaroğlu, kendi teşkilatına sonbahara seçime hazır olun demesi sanırım boşuna değil.

Siz hiç Bahçeli’nin halkın yoksulluğu, hayat pahallılığı batlında ezilişini, vatandaşın geçim derdini dikle getirdiğini siyaseten duydunuz mu? Ben duymadım. Sadece askıda bir şeyler olsun dedi. Yıllardır izlediğim kadarıyla Bahçeli; ekonomi, geçim derdi, işsizlik ve yoksullukla ilgilenen bir siyasetçi değildir. Onun çok daha büyük siyasetçi anlayışı vardır. Mesela terör, mesela cumhur ittifakı, mesela HDP’nin kapatılması. Böyle büyük siyasi hedeflerin karşısında halkın geçimiymiş, halkın işsizlik sorunuymuş önemli değildir. Önemli olan büyük güvenlik meseleleridir.

Bu nedenledir ki şahsen Bahçeli’ye ekonomi ile ilgili konularda sorular sormam. Ama Türk dünyası ile ilgili şunları sorarım;

Irak Türkmenlerinin huzursuzluğu nedendir?

Çin’in Uygur Türklerine yapıp ettikleri normal midir?

Halen kontrol altımızda olmayan Misak-ı Milli sınırlarımızı dolaylı yoldan kontrol altına almak üzere bir plan düşünüyor musunuz? Suriye ve Irak Kürtlerini kucaklayıcı,buraların KKTC gibi oluşmasına ve bize aidiyet duymasına sebep olacak politikalar üretiyor musunuz?

Türkiye’de Türklük, Türk Milleti ve Atatürk kavramlarına ve değerlerine yapılan saldırıların kaynağını tespit edebildiniz mi? Eğer tespit ettiyseniz ortağınız AKP ile birlikte nasıl bir politika geliştirdiniz?

Azerbaycan, Türkiye ve Kıbrıs Türk Devletinin konfederasyon veya federasyon olarak birleşmesini sağlayacak bir siyasi düşünceniz ve atraksiyonunuz var mı?

Yakın zaman sonra gerçekleştirilmek üzere Türk Dünyasının tıpkı AB, Arap Birliği gibi ayrı bir siyasi ve ekonomik çatı altında birleşmesini sağlayacak siyasi adımlarınız ve planlarınız var mı?

Türkiye’de Türklüğe yönelik engellemelere ve saldırılara ne diyorsunuz?

Önceki ve Sonraki Yazılar