OSMAN BÖLÜKBAŞI

Bu yazıyı gelecek Şubat ayında yayınlamalıydım. Elbet başlığı “20. Ölüm Yıl Dönümünde Osman Bölükbaşı” olurdu.

Siyası liderlerin ve yardakçılarının son günlerde zirve yapan birbirlerine küfürlerini, hakaretlerini, kin, nefret, aşağılayıcı, ayrıştırıcı sözlerini dinledikçe, Bölükbaşı’yı, onun İnönü, Demirel, Türkeş ile ilişkilerini düşünüyorum.

Genç arkadaşlarım belki anımsamazlar ama, ben severdim Osman Bölükbaşı’yı. Hakkında dinlediğim onlarca anekdot, zeka ürünü olan nükteleri, sevgimi ve ilgimi çoğaltmıştı.

Hiç kuşku yok ki, Türk politika tarihinin en renkli kişisi Osman Bölükbaşı’ydı. Kürsüye çıkınca meydanlar dolup taşardı. Ama hiçbir zaman meydanları dolduranlar, onu çılgınca alkışlayanlar sandığa gidip oy vermemişlerdi. Onun için Osman Bölükbaşı, “Bu halk, meydanlarda dinler, sandıkta konuşur” derdi.

Sözünü esirgemezdi. Sekiz saat konuşup rekor kırdığı mitinglerine gelenleri de ünlü "fırça"sından mahrum bırakmazdı. Kayseri'de kedisini dinlemek için toplananlara "Ey, sapı uzun, tanesi kıt Kayserililer" diye seslenmişti:

"Meydanda veriminiz bol... Burada aşka gelip beni alkışlıyorsunuz, sandık başına gidince şeytana sarılıyorsunuz."

Osman Bölükbaşı, 1913'te Nevşehir'in Hacıbektaş İlçesi'nde doğdu. Orta öğrenimini İstanbul Erkek Lisesi'nde tamamladı. Fransa'daki Nancy Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü'nü 1937'de bitirdi.

1946'da Demokrat Parti'ye (DP) girdi. Parti genel müfettişliğine atandı. Bir yıl sonra, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarına karşı, daha sert bir politika izlenmesini isteyen grupla birlikte DP'den ayrıldı.

Bölükbaşı, 1948'de Millet Partisi'nin kurucuları arasındaydı. 1949'da İsmet İnönü ve Celal Bayar'a komplo düzenlemek iddiasıyla tutuklandı. Bir süre sonra serbest bırakıldı. 1950 genel seçimlerinde Kırşehir'den Millet Partisi'nin tek milletvekili oldu. 1953 yılında partisi, laikliğe aykırı politika üretiyor gerekçesiyle kapatıldı. 1954'te Cumhuriyetçi Millet Partisi'ni kurdu. Bölükbaşı, 1954'te yeniden Kırşehir milletvekili seçilince, Demokrat Parti hükümeti Kırşehir'i ilçe yaptı.

Hükümete sert eleştiriler yönelten Bölükbaşı, Temmuz 1957'de TBMM'ye hakaretten tutuklandı. Kırşehir, Haziran 1957'de Demokrat Parti hükümeti tarafından yeniden il durumuna getirildiyse de, Ekim 1957'deki seçimlerde Bölükbaşı ile diğer Cumhuriyetçi Millet Partisi adayları seçimi kazandı.

1958'de CMP', Türkiye Köylü Partisi ile birleşmiş, Bölükbaşı kurulan Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin (CKMP) Genel Başkanlığına getirilmişti. 1959'da 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Bölükbaşı, 27 Mayıs'tan sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi. Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi Haziran 1962'de, İsmet İnönü'nün kurduğu II. koalisyona katılınca, 28 milletvekiliyle birlikte partiden ayrılarak ikinci kez Millet Partisi'ni kurdu. Bölükbaşı, partinin genel başkanlığına getirildi.

Millet Partisi, Şubat 1965'te Suat Hayri Ürgüplü başkanlığındaki koalisyon hükümetine katıldı ancak Bölükbaşı, kabinede görev almadığı gibi hükümete açık eleştiriler de yöneltti.

Bölükbaşı, 1972'de genel başkanlıktan ayrılarak yerini eski genelkurmay başkanlarından Cemal Tural'a bıraktı. 9 Eylül 1973'te de, 1961'den itibaren Ankara'dan seçildiği milletvekilliğinden istifa ederek etkin politikadan çekildi.

Renkli kişiliği ve muhalif duruşuyla Türk politikasına iz bırakan Osman Bölükbaşı, 6 Şubat 2002'de Ankara'da vefat etti.

Osman Bölükbaşı’nın espri ve zekâsının göstergeleri, hayatının fıkralaşmış enstantaneleri, dilden dile anlatılır. Onlardan bir kaçını aktarmak istiyorum:

MİLLET SEVİNSİN

Hayatta olduğu gibi siyasette de nüktenin zarafeti, olgunluk ve kendine güven göstergesidir. Bunlar yoksa, nüktenin yerini küfür alır; nüktedanın yerini küfürbaz.

Türkiye siyasetinin iki amansız rakibi, Osman Bölükbaşı ile İsmet İnönü aynı uçakta gidiyorlarmış. Torunu İnönü'ye elindeki parayı gösterip sormuş:

"- Bunu aşağı atsam ne olur dede?"

Paşa'dan önce Bölükbaşı atlamış lafın üstüne:

"Parayı atsan, bulan biri sevinir. Dedeni at ki bütün millet sevinsin".

İNŞALLAH

Kızı Hürriyet doğduğunda hapishanedeymiş Bölükbaşı... Koğuştaki arkadaşlarına müjde verirken: "Hürriyet dünyaya geldi" demiş, "İnşallah Türkiye'ye de gelir!.."

Kendisine "Erkeksen gel" diyen DP milletvekiline cevabı şudur:

"Erkekliğimin zekatını versem, sen bile erkek olursun".

KÖR İNAT

"Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, politikacıyı kör inat batırır" derdi.

O yüzden politikada inat etmedi. 1973'te birbirlerini karşılıklı sevdikleri "milletiyle evlenemeden" siyasetten çekilirken şöyle dedi:

"Yüzünde göz izi yok sanarak siyaset denilen Leyla'ya gönül verdim. Sonradan anladım ki, benden önce 40 bin kişinin nikâhından geçmiş."

Öyle çok ihanet görmüştü ki, partisinden kopanlardan yakınan Demirel'e, "Üzülme..." demişti, "...senin bağrın henüz köy mezarlığı, benim bağrım ise Karacaahmet'e döndü".

Önceki ve Sonraki Yazılar