Samed Canbahşiyev

Samed Canbahşiyev

TÜRK KAPISI NAHÇIVAN

Azerbaycan'ın ezeli toprakları olan Karabağ, Ermeni işgalinden kurtuldu. 30 yıl sonra Azerbaycan bayrağı Şuşa, Laçin, Kelbecer, Zangelan, Gubadlı ve diğer bölgelerde tekrar dalgalanıyor.

27 eylül 2020'de Ermenistan silahlı kuvvetlerinin terör eylemlerine karşı başarılı kurtuluş operasyonu 44 gün sonra Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlandı. Azerbaycan ve Rusya Cumhurbaşkanları ile Ermenistan Başbakanının imzasıyla 9 maddeden oluşan bir belge hazırlandı.

Bu yazıda, belgenin sadece 9.cu maddesine dair görüşümüzü ifade etmek istiyoruz.

Bu bendde şöyle diyor: "Bölgedeki tüm ekonomik ve ulaşım bağlantıları iyileştirilecektir. Ermenistan Cumhuriyeti, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Batı bölgeleri ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında vatandaşların, araçların ve yüklerin her iki yönde de kesintisiz hareketini organize etmek amacıyla ulaşım iletişiminin güvenliğini garanti etmektedir”.

Karabağ topraklarının savaşmadan işgalden kurtuluşunun şartlarının yanı sıra, bu maddenin belgeye girmesi sadece Azerbaycan için değil, tüm Türk dünyası için de çok önemlidir.

Böylece, Mustafa Kemal Atatürk'ün “Türk kapısı”, 1918-20 yıllarında Nahçıvan ve Zangezur'da cinayet işleyen Ermeni silahlı birliklerinden yerel halkı korumak için buraya gelen 15. Ordu komutanı Kazım Karabekir’in “Şarkın (Doğunun) kapısı” olarak adlandırdığı Nahçıvan Türkiye ile tüm Türk dünyasını bağlayan bir mekan oldu.

Bu gün Nahçıvan Türkiye ile sınırı olan tek Türk devleti. Daha 1920`li yıllarında Atatürk bile, bugünün gerçekliğini düşünürken, İran'dan Nahçıvan sınırındaki toprakları satın aldı. 11 km'lik bölge artık tüm Türk dünyasını birbirine bağlayan tek kapı haline geldi.

1920 yılında Azerbaycan şiddetle sovyetleştirildi. Türkiye ile sınırlar kapandı. Daha sonra emperyalistlerin de desteğiyle, Azerbaycan'ın topraklarında, Zangezur'da Ermenistan adında bir devlet kuruldu.

Sonuç olarak Nahçıvan, tüm Azerbaycan'dan ayrıldı. Ancak daha sonra Kafkasya'daki cumhuriyetlerin katılımıyla SSCB'ye ortak bir devlet kuruldu ve Nahçıvan ile Bakü arasındaki bağları yeniden tesis etmek için Araz nehri boyunca demiryolu ve karayolu döşendi.

Buradan Ermenistan'ın başkenti Erivan`dan Nahçıvan'a gelen trenler aynı zamanda Bakü yönünde ve oradan Moskova yönünde hareket etmeye başladı. Moskova –Tahran treni bile Nahçıvan'dan İran'a Culfa’dan geçerek gidiyordu.

1990 yılında Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına yönelik saldırganlığının parçası olarak Nahçıvan demiryolu Ermeniler tarafından tahrip edildi. Böylece, 1992'den beri Nahçıvan’ın başkent Bakü ile doğrudan ulaşım bağlantısını kesintiye uğratıldı ve zor bir ekonomik duruma girildi. Bakü ile iletişim sadece uçakla gerçekleştirilebiliyordu.

Ve 1992 yılında Sederek-Dilucu gümrük sınır noktasının “Dostluk köprüsü”nün açılmasından sonra Nahçıvan, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için Türkiye ile ticaret bağları kurmaya başladı. Daha sonra İran arazisinden ve Türkiye toprakları üzerinden Gürcistan üzerinden Azerbaycan'ın diğer bölgeleriyle ulaşım yolu açıldı. Ancak bu yollar ekonomik olarak çok pahalı ve zaman alıyordu.

Ancak 9 Kasım'da Nahçıvan'dan Bakü'ye ulaşım koridorunun açılması ile ilgili imzalanan son belge, bu sorunun bertaraf edilmesinde geniş fırsatlar doğuracağı anlamına geliyor.

Tabii ki, anlaşmada sözü edilen ulaşım koridoru hem demiryolu, hem de karayolunu içeriyor. Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin Bakü ile bağlantıları hem zaman, hem de mesafe olarak azalacaktır.

Öte yandan, yıllar boyunca Nahçıvan ve Türkiye'yi birbirine bağlayan karayolu İran'dan geçerek Bakü'ye kadar uzanıyor. Ancak bu kez Türkiye'den gelen yolcular ve kargolar artık komşu ülkelerin topraklarına değil, doğrudan bu koridor üzerinden Azerbaycan'ın diğer bölgelerine kolayca ulaşacaklar.

Ayrıca, birkaç yıl içinde Türkiye ile Nahçıvan arasındaki demiryolu hattının döşenmesi de gündemde. Bu yol, Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun devamı olarak Iğdır'dan Nahçıvan'a kadar uzanacak. Sonuç olarak, Nahçıvan'dan geçen ulaşım koridoru Türkiye'yi Azerbaycan'ın diğer bölgelerine, Bakü’den de tüm Asya kıtasına ve Türk devletlerine bağlayacak. Bu aynı zamanda Türk devletlerinin ekonomik birliğini daha da güçlendirmek anlamına geliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar