Pekcan Türkeş

Pekcan Türkeş

HUZUR ÜLKESİ SLOVENYA VE DÜNYA'NIN KİTAP BAŞKENTİ  LJUBLJANA

Slovenya ya da resmî adıyla Slovenya Cumhuriyeti, Orta Avrupa'nın güneyinde yer alan bir ülkedir. Batısında İtalya; güneybatısında Adriyatik Denizi; güney ve doğusunda Hırvatistan, kuzeydoğusunda Macaristan ve kuzeyinde Avusturya bulunur.Ülkenin çoğunluğu Slav ırkından geliyor ama Ortodoks mezhepli Rus,Yugoslav ve Balkan Slavlarının aksine halkı Katolik mezhebine mensuptur.

GREEN CAPİTAL (YEŞİL BAŞKENT) LJUBLJANA

Avrupa’nın Green Capital’i yeşil başkenti  Slovenya'nın başşehri Ljubljana; cıvıl cıvıl insan kaynayan sokakları ile yaşanılacak bir şehir.
Doğasıyla ve de havasıyla biraz Karadenizi andıran tarihi yapısıyla ise bambaşka olan bu Kentin isminin kökeninin ne olduğu konusunda karara varılamamıştır. Bazı tarihçiler ismini, "Laburus" denilen antik Slav şehrinden aldığına inanırlar. Diğerleri ise kelimenin kasabadaki bir selden sonra Latince "Aluvina"dan geldiğini düşünür. Sonuç olarak bazıları kökeninin Slav sözcüğü olan Luba (sevilen) olduğunu var saymaktadırlar. Şehrin Almanca ismi Laibach. Yunan efsanesine göre, Jason ve Argonotlar, Ljubljana yakınlarında bataklıkla çevrili bir göl bulmuş.Burası Jason'un bir canavarı devirdiği yerdir. Bu canavar, şehrin arması ve bayrağı üzerinde bulunan ejderhadır.

DÜNYA KİTAP BAŞKENTİ: LJUBLJANA

M.S. 14 yılında Aemona adıyla Roma İmparatorluğu kenti olarak kurulan Ljubljana, bugünkü görüntüsünü 20. yüzyılda, ünlü mimar Jose Plecnik’in planlamaları sayesinde kazanmış. 1800 yayıncının bulunduğu bu küçük başkentte, yılda ortalama 4000 eser yayınlanıyor. UNESCO, Ljubljana’yı 2010 yılında “Dünya Kitap Başkenti” ilan etmiş.

ŞEHİRDE BAROK VE ART NOUEAU MİMARİ TARZ HAKİM

1511, sonra da 1895 yılında yaşanan iki büyük depreminin ardından yeniden inşa edilmiştir.Ljubljana’da, Avusturya’nın etkisiyle, barok mimari tarzı egemen olmuş. Bugün dahi, şehirde, Belediye binası ve hemen karşısında yer alan, ünlü Venedikli heykeltıraş Francesco Robba’nın yaptığı “Carniola nehirleri” çeşmesi gibi bu tarzın en mükemmel örneklerine rastlamak mümkün. Zaten şehirdeki barok eserler ve Avusturya mimari özelliklerinin baskın olduğu tarihi doku özenle korunuyor.
Art-Nouveau tarzının ön plana çıktığı bazı binaların rengarenk cephelerinden anlıyoruz.Bu gün Noter ve Avukat Bürolarının bulunduğu Eski Kooperatif Bankası Binası en güzel örnek.Ancak bugünkü Ljubljana’ya asıl damgasını vuran, ünlü Mimar Joze Plecnik "Tromostovje” (Üçlü köprü), Krizanke Tiyatrosu, Bezigrad Stadyumu ve St. Michael Kilisesi gibi pek çok eserin yaratıcısı olmuş. Plecnik’in oturduğu ev, bugün de müze olarak hizmet veriyor.

ŞAİR PRESEREN MEYDANI
            
Şehrin merkezi ve en ünlü meydanı olan Preseren Ortaçağda ticaret merkeziymiş. Adını ünlü Sloven Şair ve Avukat France Preseren’den (1800-1849) alan bu çekici ve kalabalık meydan, aynı zamanda bir buluşma noktası. Son derece estetik binalarla çevrili meydanın ortasında şairin heykeli var. Preseren meydanının en göz alıcı yapısı ise, şehrin sembollerinden sayılan, 17. yüzyıl yapımı Fransiskan Kilisesi.

ÜÇLÜ KÖPRÜ

Kilisenin tam karşısında, Preseren Meydanının en dikkat çekici noktası olan Tromostovje  “Üçlü Köprü” köprüsü bulunuyor.  Büyük lambalar, sütunlar ve kırmızı çiçeklerle süslü “Üçlü Köprü”, şehrin en önemli simgesi. Yan yana üç köprüden oluşuyor. Eskiden ortadaki köprüden arabalar, diğer iki köprüden yayalar geçermiş. Şimdi hepsi yayalara ait. 
Bu köprünün meşhur mimari Jose Plecnik’in bu köprü tasarımındaki amacı “hem tramvay ve araçlar rahat geçsin hem de yayalar güvenli yürüsün” müş.
Lubliyana’da üzerinden en çok geçilen ve en alışılmışın dışındaki bu köprünün adının Üçlü Köprü olması eski şehri ,şehir meydanı ve açık hava pazar yerini birbirine bağlamasından alıyor. 
Üçlü Köprü,her daim kalabalık ve her daim canlı. Şehrin kalbinin attığı yerlerden biri bile diyebiliriz.

MESTNA HİSA BELEDİYE BİNASI

Presernov Meydanı’ndan Üçlü Köprü ile karşıya geçtiğinizde ulaşacağınız Mestni, şehrin en önemli meydanı. Trafiğe kapalı meydanda yer alan Barok stildeki, şirin ve estetik Belediye Binası (Mestna Hisa) 13. yüzyılda yapılmış, cephesinde orijinal Ortaçağ armaları barındırıyor. Binanın ilk avlusunun duvarında Ljubljana’nın 17.yüzyıldaki halini gösteren kabartma bir harita var. Mestna Hisa önündeki “Carniola nehirleri Çeşmesi” ülkenin üç önemli nehri Sava, Krka ve Lyublianika’yı temsil ediyor. Dikili taşla süslü çeşme, Roma’daki ünlü Piazza Navona çeşmesinin benzeri. Meydanın hemen bitiminde yer alan, eski şehrin ana sokağı Stari’de rengarenk ortaçağ evleri, galeriler, şık butik oteller, kafeler ve pasajlar var.

VODNİKOV MEYDANI

Mestni meydanı yakınlarındaki Vodnikov Meydanı’nda, ikiz yeşil kuleleri ve kubbesiyle Aziz Nikolay Katedrali ve Başpiskoposluk Sarayı, iki bronz kapısı ve üzerindeki işlemelerle dikkat çekiyor. Katedralin hemen yakınında her gün meyve, sebze, baharat ve çeşitli eşyaların satıldığı, tertemiz ve çok çekici renklilikte, büyük bir Açık Hava Pazarı kuruluyor. Özellikle cumartesi günleri balık ve bit pazarı çok rağbet görüyor. Göz alıcı bir yapı olan Kapalı Merkez Pazarı da Joze Plecnik tarafından 1940’larda tasarlanmış. İki katlı pazarın nehre bakan kısımları pencereli, caddeye bakan tarafı ise sütunlarla bezeli. Eskiden tartıda hile yapan fırıncılar, ana köprüden nehre atılarak cezalandırılırmış. Bu ceza kalkalı çok olsa da, halkın satıcıları kontrol edebilmesi için pazarda hala tartı kulübeleri var.

MESARSKİ MOST KASAPLAR KÖPRÜSÜ 

1930’lu yılların sonlarına doğru açık hava pazar yerinin bir parçası olarak yapılması planlanan Kasaplar Köprüsü İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesi ile yapılamamış.
Ancak 2010 yılında açılabilmiş.Her ne kadar ismi Kasap Köprü de olsa bu köprünün telleri birbirine kenetlenmiş rengârenk aşk kilitleriyle dolu.Köprünün girişindeki Adem ile Hava heykeli de ilginç bir görüntü veriyor bu Köprüye. Dünyada bu Aşk Kilitlerinin bulunduğu Şehirleri şöyle sıralayabiliriz.
* Brooklyn Bridge Köprüsü New York,
* Pont des Arts Köprüsü Paris
* Hohenzollerin Köprüsü Köln
* Seoul Tower Kulesi Seoul
* Vodootvodny Kanalı Moskova 
* Hount Dağı Çin
* Most Ljubavi(Aşk Köprüsü) Vrnjačka Banja Şehri Sırbistan
* Malâ Strana Semti Prag
* Ponte Milvio Köprüsü Roma

ČEVLJARSKİ MOST KUNDURACILAR KÖPRÜSÜ 

Tarihi 13. yüzyıla dayanan ve muhtemelen Lubliyana’nın en eski köprüsü olan Kunduracılar Köprüsü adını o dönemde ayakkabıcıların ürünlerini bu köprü üzerinde sergilemesinden alıyor. Köprü ahşap olarak inşaa edilmiş olup yangın ve deprem sebebiyle yıkılmış ve dökme demir malzemesi kullanılarak yeniden yapılmıştır.

ZMAJSKİ MOST EJDERHA KÖPRÜSÜ

Bazılarının kısaca “Vodnik” dediği Vodnikov Meydanı’nın kuzeyindeki ünlü Ejderha Köprüsü, Şehir merkezine de adını vermiş.
Şehrin boydan boya dolanan Ljubljana Nehri’nin üzerindeki Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminde yapılmış bu köprü Alman İmparatoru Franz Josef'e ithaf edilmiş. 1800’lerin başında yaşanan çok büyük bir depremle asıl köprü yıkılmış ama replikası aynı yerine inşaa edilmiş.Ejderha Köprüsü,hem kültürel bir miras, hem de Art-Nouveau stilinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. Bir zamanlar tahtadanmış, deprem sonrasında, 1901’de Venedik stilinde yeniden Zaninoviç tarafından yapılmış. Dört köşesinde bakırdan, zamanla yeşillenmiş kanatlı dört ejderha yer alıyor. Bu ürkütücü ejderhalar nedeniyle, köprüye şaka yollu “Kaynana Köprüsü” diyenler de var. Efsaneye göre, antik Yunan mitolojisi kahramanlarından Jason, Ljubljana yakınlarındaki bir bataklıkta canavarla çarpışıp, onu yenmiş. O zamandan beri ejderha, şehrin armasını ve bayrağını süslüyor.
Rivayete göre köprüden bakire bir Sloven kızı geçtiğinde,ejderhalar kuyruk sallarmış.

LYUBLİANA GRAD KALESİ

Şehrin bir başka simgesi olan Ljubljana Kalesi ise, Lyublianika Nehri’ne hakim Kale Tepesi’nde yer alıyor. 1905 yılından beri kültür-sanat merkezi olarak hizmet veren Kaleye fünikülerle birkaç dakikada çıkmak mümkün. Dik, spiral demir merdivenlerle ulaşacağınız Gözlem Kulesinin en üst noktasında muhteşem bir şehir manzarasıyla karşılaşıyorsunuz.
Kalede bir de kukla müzesi var.
Teleferiğin hemen karşısında Mart – Ekim arası dönemde Cuma günleri Open Kitchen diye yiyip içebileceğiniz bir Pazar kuruluyor.
Kaledeki "Dilek Kuyusu"na herkes para atmış. Münasebetsiz bir Vatandaşımız da "Sigara Paketi" atmış.

KONGRESNİ MEYDANI

Lyubliana’nın diğer bir önemli yeri olan Kongresni Meydanı, Neo-Rönesans tarzı Slovenya Filarmoni Orkestrası binasını barındırıyor. 1701’den bu yana Haydn, Beethoven, Brahms ve Paganini gibi çok özel isimleri ağırlamış. 1902’de inşa edilen, Alman Rönesans tarzı ve Barok kuleli, son derece zarif eski bir saray olan Lyubliana Üniversitesi ile Sloven Barok sanatının şaheseri olan, sarı kolonlu, 18.yüzyıl tarihli Ursulinska Kilisesi de yine bu meydanda.

METELKOVA STREET ART / SOKAK SANATI

Metelkova, 1991 yılında Yugoslavya’nın ülkeden çekilmesinden sonra Slovenya hükümetinin dokunmadığı eski askeri kışla bölgesi. 200 aktivist, ressam, sanatçı genç bir araya geliyor ve bu bölgeyi işgal ederek grafitilerle dolduruyor, bölgeye hayat veriyor. Şu an o kadar güzel ki.. İllegal gibi ama delicesine turist çektiğinden devlet karışmıyor bu barların, galerilerin olduğu bölgeye. Her bir duvar ayrı kafaları anlatıyor. Geceleri ise takılmalık mekanlarla doluyor. Ljubljana’nın çok farklı bir yüzü.
Tren Garına 10 dakika uzaklıktaki Metelkova Sokağı da şehrin en ilginç noktalarından bir diğeri. Burası marjinallerin mekanı. Eski bir kışla yenilenmiş ve canlı bir Punk sokağına dönüşmüş. Metelkova’da çıplak bir duvar bulmak imkansız, her yer çılgın renklerle ve resimlerle bezeli. Street art meraklılarının mabedi Metelkova; Yugoslavya zamanı ordu karargahı olarak kullanılmış olup şu an şehrin alternatif hayatının kalbi. İçinde bir çok gece kulübü, sanat galerisi ve hapishaneden bozma hostel barındıran Metelkova sokak sanatına dair eserleri gerçekten çok ilginç.Tıpkı Kopenhag'daki Hippilerin  yerleştikleri Özgür Devlet Christiania'yı andırmaktadır. Hatırlanacağı üzere Bohem tarzı hayat süren Sanatçılar Danimarka Devletiyle 2012'de anlaşma yaparak adeta ayrı bir Devlet kurmuşlardı.Uyuşturucu ürünlerinin serbestçe temin edilebildiği bu yer Danimarkanın en çok turist çeken ikinci mekanıdır.
Metelkova'nın arkasında Etnografya Müzesi, Modern Sanatlar Müzesi ve Slovenya Müzesini içeren bir müzeler adası bulunuyor.Ljubljanica nehrine paralel uzanan Trubarjeva caddesi  üzerinde bir çok ilginç dükkan, restoran, antikacı, design shop mevcut.

SEGWAY İLE KİLİSEYE GİDEN RAHİBE

Luyubliana'da Segway Ginger( iki tekerlekli kendi kendini dengeleyen ulaşım aracı) ile kiliseye giden bir rahibe görmüştüm.İşin ilginç yanı daha önce de bir Turizm tanıtım yazısında şöyle bir yazı okumuştum: 
"Topuklu ve mini etekle bisiklete binen güzel kadınlar , paten kayarak pusette bebeğini gezdiren annelerin yaşadığı 
"yeşil ve bisiklet "ile iki kelimede özetleyebileceğiniz küçük huzur dolu başkent: Ljubljana"

PRESERNOV MEYDANI 

Trubarjeva'nın sonu Ljubljana'nın merkezi Presernov Meydanı'na çıkıyor. Burada hem kırmızı rengi ile dikkat çeken Fransisken Kilisesi hem de üçgen şekli ile fark yaratan Üçlü Köprü bulunmakta. 
Kadıköy Altıyol'u andıran kavşaktan Kilisenin olduğu caddeye girerseniz tren istasyonu ve otobüs terminaline çıkıyorsunuz. Trubarjeva'dan nehre paralel devam edince de Congress Meydanı'na çıkan alışveriş caddesine ulaşıyorsunuz. Üçlü Köprüden içeri girdiğinizde ise karşınıza Old Town(Eski Şehir) ve kale çıkıyor.Nehir kıyısındaki Ortaköy'ü andıran kemerli bir alanda kurulan tezgahlarda hediyelik eşyalar, çiçekler ve fast-food yiyecekler var. 

KONGRESNİ MEYDANI

Kongresni Meydanı ise Ljubljana Üniversitesi’nin bulunduğu geniş meydan. Nehir kenarında yürürken sağlı sollu tüm sokaklara girin bol bol meydan ve mimarisi güzel binalar görün.
Her Avrupa şehrinin bir klasiği şehir merkezinde insanların sosyalleşebileceği, rahatlayıp öğle aralarında yemeklerini yiyebileceği, yoga ya da spor yapıp bisiklete binebilecekleri hafta sonu ise çocuklarıyla keyifli zaman geçirebileceği bir park olması.

COOPERATİVE BANK BİNASI

Ljubljana’nın en çok fotoğraflanan binalarından biri olan Cooperative Bank Binası’nın önünden geçecek olursanız ilginizi çekmemesi imkansız. Art Nouveau akımının özelliklerini taşıyan bina mimar Ivan Vurnik tarafından tasarlanmış ve içini de eşi Helena Vurnik’e paslamış, ortaya şahane bir şey çıkmış. Binanın ön cephesindeki geometrik şekiller, Slovenya bayrağından esinlenerek renklendirilmiş. İçi ise Slovenya ile özdeşleşmiş çam ağaçları ve buğday tarlaları gibi doğa şekillerinden yola çıkarak tasarlanmış.

SLOVENYA MUTFAĞI

Çevresindeki komşu ülkelerden etkilenmiş Sloven mutfağı; bölge bölge simgeleşmiş, farklı tatlarla kendisini gösteriyor. Deniz ürünlerinden nefis şaraplara, Orta Avrupa tarzı şarküteri ürünlerinden tatlı çeşitlerine zengin seçenekler sunan ülkede İtalyan ve Balkan lezzetlerinden de esintiler bulacaksınız.

Burek: Balkan mutfağında önemli bir yere sahip Burek(Börek) türlerini ülkenin pek çok şehrinde bulabilirsiniz. Kıymalı, patatesli, ıspanaklı, peynirli gibi çeşitlerini bulabileceğiniz börekler size hiç yabancı gelmeyecek.

Gibanica: Elma, fındık ve kuru üzüm içeren kat kat pasta Gibanica, özellikle Slovenya’nın kırsal bölgelerinde çok popüler. Milföy hamurundan yapılan bu pasta formuna dikkat edenlerin de rahatlıkla yiyebileceği kadar hafif ve masum. Bu nefis tatlının önemini, 2006 yılında Avusturya’da düzenlenen “Cafe Europe” etkinliğinde ülkeyi temsil etmesinden anlayabilirsiniz.

Gulaş: Çek Cumhuriyeti ve Slovakya gibi ülkelerin de sofralarını süsleyen Goulash, ülkenin sevilen yöresel yemekleri arasında sayılıyor. Etli koyu bir çorbaya benzeyen bu yemek, tıpkı bizdeki çorba kültürü gibi bol ekmekle servis ediliyor.

İdrian Zlikrofi: 19. yy. başlarında eski bir maden kasabasından doğan Idrian Zlikrofi, bir çeşit patates köftesi diyebiliriz. Ancak baktığınızda şaşırmayın. Görünüşüyle tam olarak Türk mantısına benziyor. Üzerinde gezdirilen sosla lezzetine lezzet katan bu yemeği pek çok restoranda sipariş verebilirsiniz.

Jota: Ekşi lahana ve fasulyeden yapılmış kalın bir güveç yemeği. İçine havuç, patates, kereviz ve bezelye gibi sebzeler eklenerek renklendirilen bir yemek.

Kranjska Klobassa: Domuz etinden yapılan sosis Sloven lezzetlerinin en önemlilerinden biri. Aynı zamanda koruma altına alınmış bir ürün olan Kranjska Klobassa, sertifikalı bir reçeteye göre hazırlanıyor.

Kraski Prsut: Atıştırmalık olarak tercih edilen bu domuz jambonu bir çeşit pastırma türü.

Kremsnita: Muhallebi kreması ile doldurulmuş bir kek olan Kremsnita, Slovenya’nın Bled bölgesine özgü bir tatlı olarak nam salmış. Kahve yanında ya da yemek sonrası keyifli bir zamanda size eşlik edebilecek hafif ve güzel bir tatlı. 

Mantar Çorbası: Sloven mutfağının ana yemeklerinin başında çorbalar geliyor. Ancak şüphesiz en ünlüsü ve simgesi Mantar Çorbası.

Palaçinka: Cevizli krep.Sade olarak yiyebildiğiniz gibi çikolata sosu ya da reçelle de tercih edebilirsiniz.

Polenta: Haşlanmış mısır unundan yapılan ekmek.

Potica: Ceviz, çikolata, haşhaş tohumları, domuz eti, peynir ve daha pek çok çeşit dolguyla yapılan Potica, bir nevi çift renkli kek. Sloven tatlılarının en güzelleri arasında sayabileceğimiz bu kek, Noel zamanları sofraların bir numaralı lezzeti oluyor. Slovenya halkının anne keki diyebiliriz.

Struklji: Neredeyse Slovenya’nın tüm bölgelerinde bulabileceğiniz Struklji, bölgelere göre mayalı hamur, puf böreği ya da erişteden yapılıyor. İçine peynir, ceviz, elma gibi lezzetler eklenerek de renklendiriliyor. 

LYUBLIANA VE SLOVENYA’NIN ANIMSATTIKLARI

--Slovenya ile Slovakya'yı karıştırmayın.
--Slovenya;eski Yugoslavya'dan ilk (1991)ayrılan ülkedir.
--2004'de Avrupa Birliği üyesi oldu.
--2. Dünya savaşı'nda Hırvatlar gibi Slovenler'de önce Nazi saflarında yer almış, savaşın sonlarına doğru da Partizan üniformaları giyip,eski müttefiklerine savaş açmış.
---"Şerefe"adını taşıyan milli marşı küçük ve büyük ulusların eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde barış içinde bir arada yaşamaları temasına dayalı olup barış için kadehlerin kaldırılması çağrısı yapan ülke. 
---Paulo Coelho'nun "Veronica ölmek istiyor"Romanı kahramanları Slovenyalıdır ve kitapta bu ülkeden söz edilir.
---Sloven köylerinde ev yapımı şarap ya da kendi damıttıkları Rakija denilen boğma rakı bulunur.
--Saatlerce aynı müzik eşliğinde Polka dansı ederler.
--Toprakları üzerinde 50.000 civarında müslümanın yaşadığı ülke.
---Nüfusun yarısı bisikletten inmiyor. Obezite yok gibi bir şey. bisiklet var, bisiklet yolu da var. trafik ışıkları bile buna göre ayarlanmış.
--Slovenya,2003 Eurovision Şarkı yarışmasında (Sertab Erener' in "Everyway that I can şarkısına) 10 puan vermiştir.
---Avusturya egemenliğinde geçen yüzyılların da etkisiyle adeta küçük bir Avusturya'ya benzemektedir
--Bled Gölü ve Postajna Mağarasını gezmeniz tavsiye olunur.Yalnız hava 30 derece sıcaklıkta da olsa mağaranın ortalama 8 derece olduğunu düşünürek giyinmek isabetli olacaktır.
-Lyubliana 2003 yılında Kardeş Şehir olmuş.
—Avrupa’ya göre oldukça ucuz ama eski Yugoslavya’dan koptuktan sonra Balkan ülkesi olmaktan da epey uzaklaşmış, refah seviyesi yüksek, çocuklu ailelerin rahatlıkla sosyallik içinde yaşayabileceği, komşuları Hırvatistan, İtalya, Avusturya’dan oldukça etkilenmiş karma kültüre sahip bir şehir.
-- Avrupa’daki yüksek öğretim kurumlarının birbirleri ile çok yönlü işbirliği yapmalarını teşvik etmeye yönelik Avrupa Birliği programı Erasmus öğrencilerini Ljubljana'da heryerde görebiliyoruz.
--Slovenya’da nerdeyse herkesin bir arabası ve bir bisikleti var.
--Slovenya futbol takımı Slovenija'nın yeşil rengi gibi kiralık bisikletler de aynı renk.
-Başkent'te doğal malzemeden sabun yapan bir dükkan var.
?Bir kere ülkenin nüfusu iki milyon küsür bir şey, Ljubljana deseniz 300.000 civarında. Yani? Yani şehirde 3 gün geçirseniz bile hakikaten bir karşılaştığınız insanı ilerleyen günlerde tekrar görebileceğiniz, bir sevdiğiniz köpeğin 2 gün sonra size alışmış olarak hevesli bir şekilde yanınıza koşabileceği acayip küçük bir yerden bahsediyoruz. 
? Başkent Ljulbjana’da bol bol Erasmus öğrencisi var. 
?Belçika'daki Orta Çağ şehri Brugge gibi Avrupanın en sakin Şehirlerinden biri olan Lyubliana' da her yer yemyeşil. 
? Bisiklet kullanımı yaygın, hiking, trekking, su sporları 
? Slovenya’da ve Ljubljana özelinde hava sıcaklığı yazın 35 derecelere kadar çıkabiliyor.Buralara yazın gitmenin en iyi tarafı Bled ve Bohinj gibi doğa harikası göllerde yüzebilme şansınızın olması.
? Birçok Avrupa şehrine kıyasla Slovenya’nın pahalı bir ülke olduğu söylenemez. 
? Devrim Meydanı, yeni adıyla Cumhuriyet Meydanı olan Republic Square de var. Burası Slovenya Yugoslavya’dan ayrıldığında kutlamaların yapıldığı, günümüzde ise protesto edilecek bir mesele varsa halkın toplandığı meydan.
? Slovenya Ulusal Galerisi Ana sergi alanı 13. yy’dan 20. yy’a kadarki dönemi kapsayan Slovenyalı sanatçıların eserlerini kapsıyor.
? Ülke genelinde Türk kahvesinin aşırı popüler

Önceki ve Sonraki Yazılar