İnancı algılamada 3 farklı yoldan söz edilir. 

- Birincisi sadece, kutsal kitap, hadis ve peygamber dönemindeki uygulamaları esas alan nakilci, selefi yaklaşım;
- Ikincisi bunların üzerine akıl yürüterek yeni kurallar geliştirilebileceğini savunan akılcı, kelamcı yaklaşım;
- Üçüncüsü ise insanlığın birikimlerinin üzerine yaratıcı zeka, sezgi ve ilhamla yeni yorumların geliştirilebileceğini savunan batıni, tasavvufi yaklaşım.

Selefi yaklaşım kendi yaşamında değişime, yoruma, çağrışımlara karşı olduğu gibi kendi dışındakilerin de onlar gibi davranmasını ister. Bu yaklaşım doğal olarak resim, heykel, müzik, dans, karikatür, sinema gibi sanatlara uzak durur. Selefi düşünce bu uğraşların tanrının işine karışmak olduğunu savunurken, tasavvufi düşünce yaratıcı zeka ve sezgilerin tanrının insanda kendisini açığa çıkarması olduğunu düşünür.

Resim, heykel, müzik, dans, karikatür, sinema, tasarım, mimari yasak olunca bu alanlardan başlayarak yaratıcı fikirlerin ortaya çıkması mucizelere kalır.

Sünni düşüncenin Peygamberden sonra İslam inancını bir devlet kurmanın ve iktidarı sürdürmenin aracı olarak geliştiğini ve iktidar olmanın verdiği güçle de daha yaygın olduğunu söyleyebiliriz. Serbest düşünme ve yorumlama her dönemde iktidarlar için  tehdit olarak algılandığından Sünni düşünce de tasavvufi yaklaşımlara hep uzak durmuştur. İlk 12 imamın çoğu bu nedenle iktidar sahiplerince öldürülmüştür.

İnsanlığın ortak birikimi, yaratıcı zeka, sezgi, ilham yani bilimsel yaklaşım ve gelişmeler inkar edilince ortaya iyi şeyler çıkmıyor. Sadece eski bilgileri olduğu gibi aktarmaya, biat etmeye dayalı bir yaklaşım toplumsal gelişmeyi engelliyor.

Akp Sünni düşünceye dayalı Siyasal İslamcı bir harekettir. İlk zamanlarda  akılcı yaklaşımları da içinde barındırdığı dönemler olmuştu. Iktidara gelirken batılı kültüre yakın liberallerle de işbirliği yapmıştı. İlk zamanlarda içindeki akılcı, kelamı kesimlerle dini azınlık ve liberallerin de etkisiyle yaratıcı düşünce ve uygulamalara imza atmıştır.  Sanat alanında hoşgörülü davranmış ve kendi propagandası için yaratıcı düşünce alanlarını etkili biçimde kullanmıştır.

Ancak zaman içinde selefi yaklaşımın ağırlık kazanmasıyla yaratıcı düşünme ve düşünce ürünlerine olan hoş görü azalmıştır. Selefi Sünni düşüncenin bunlara izin vermediği görülmeye başlanmıştır.

Oysa Akp cumhuriyet kültürüyle yetişmiş sol ve liberal kesimler ve dini azınlıklara işbirliği yaptığı dönemlerde etkili propaganda ürünlerine imza atabilmişti. Şimdi sadece kendi kısır dünyasına dönmüş durumda. 

Türkiye'nin modernleşmesinde etkili unsurlar olan cumhuriyet kuşakları, Aleviler ve dinsel azınlıkların iktidardan uzak tutulması yaratıcı düşünmenin, bilim ve sanatın gelişimine engel olduğu açıkça ortaya çıkmıştır. 

Akp Selefi Sünni unsurların etkisine girdikçe gelir dağılımı bozulmuş, bizden olanlar ve olmayanlar ayrımı derinleşmiş, bilim ve sanat neredeyse düşman ilan edilmiştir.

İslam dünyasına kabaca baktığımızda da Şii dünya resim, heykel, sinema ve mimaride güzel eserler ortaya koyarken Selefiligin etkisindeki ülkelerde çöl iklimi hakimdir. 

Türkiye Selefi Sünni düşüncenin etkisinden uzaklaştığı ölçüde bilim ve sanat başta olmak üzere gelişebilmiş onların etkisine girdiğinde ise duraklama, hatta gerileme dönemine girmiştir.

Çocukluğundan itibaren resim, heykel, müzik, karikatür gibi yaratıcı sanatlara uzak hatta düşman olarak yetiştirilen insanlardan sanat ürünleri, tasarımlar, film ve müzikler, mimari eserler, yaşanabilir şehirler vs beklenemez. Aynı şekilde Akp içinde daha da etkili olan bu kısırlaşma Reis gibi sıradan bir propaganda filminin, Yalan Makinesi gibi çizgi filmlerin, reklam ve Ben Aşılıyım gibi tanıtım filmlerinin dramatik başarısızlığında bile kendisini gösterir.

Akp'nin başarısızlığının arkasında inancı iktidar için kullanma, tarihin derinliklerine gömülmüş biat kültürü, sanata ve bilime düşmanlık yatıyor. Oysa modern dünya tam da özgür düşünme, özgür sanat ve bilim istiyor.