Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

Prof. Dr. Tevfik Dalgıç

SÜREKSİZLİKLER ÇAĞINA GİRDİK VE SÜREKSİZLİKLER SÜRÜYOR

Peter Drucker’in 1969 yılında yazdığı Age of Discontinuities isimli yapıt yöneticilere çok değerli mesajlar içeren ve çağın geleceğini önceden kestirebilen ilginç saptamalar taşıyan bir yapıttır. Drucker kitabında şu soruyu soruyordu yöneticilere: “Sizin işiniz nedir?-What is your business?” Ünlü yazar bu sorunun yanıtının ise ancak “müşteriler tarafından verilebileceğini” yazıyordu, nerede ise yarım aşır önce. Şimdilerde işletmecilerin ve pazarlama uzmanlarının hatta yazılımcıların çok ilgi duydukları CRM-Customer Relationship Management-Müşteri ilişkileri Yönetimi-isimli yöntemin daha o zamanlar adı bile duyulmuyordu. Şimdilerde bile bu yöntemi bilip uygulayan yönetici sayısı pek de öyle fazla bir sayı değil. Konu sizin işyerinizi veya kuruluşunuzu nasıl gördüğünüz değil, müşterilerin nasıl gördüğü konusudur.

Drucker kitabında daha değişik konulara da değindi. Özellikle küreselleşme konusundaki şu gözlemi çok ilginç: ” “The world has become one market.. one global shopping center” … “yet thiş world economy almost entirely lacks economic institutions to energize global productivity….” that could lift poor and largely colored nations out of poverty … we stood the probability of a new war between races”. Dünya tek bir pazar, tek bir shopping center oldu…fakat dünya ekonomisi yoksul ve çoğunlukla renkli ırkları yoksulluktan çıkaracak küresel verimliliği canlandıracak ekonomik kuruluşlara sahip değil. Irklar arasında çıkacak bir savaş olasılığı ile karşı karşıyayız ”. Belki de ünlü işletmecilik gurusu bugün dünyayı kana bulayan Taliban ve benzeri kuruluşları, El-Kaide ve yandaşlarının ortaya çıkacağını da öngörüyordu.

Peter Drucker bundan 50 yıl kadar önce bizi bugünkü Bilgi Devrimine karşı hazırlıklı olmaya çağırıyordu ama bunu ne yöneticiler görebildi, ne de politikacılar. Yöneticiler ve özellikle son zamanlarda tıpkı bir sporcu gibi şirketten şirkete transfer olan ve sadece aldıkları para ile ilgilenen ünlü CEO’lar ile, sadece yeniden seçilmek için kurnazlıklar, entrikalar ve bizans oyunları planlayan politikacı esnafı bu uyarıyı ne anlayabilecek, ne de uygulayabilecek ve önlem alacak yetenekte idi.

Aradan tam 49 yıl geçti, yanı yarım asır kadar bir süre. 2000 yılından bu yana da dünya ekonomisi ve dünya politikası yeniden bir çalkalanma içine girdi. İnternet şirketlerini batıran ünlü Nokta.com (Dot.com) bunalımı, 11 Eylül, Irak Savaşı, derken petrolde tırmanan ve sonucu kestirilemeyen tırmanma, ABD’deki ipotek krizi derken, emtia ve gıda fiyatlarındaki artışlar dünyanın geleceği konusunda bizi yeniden düşünmeye sevkediyor. Petrol fiyatlarının 100 doların artına düşmesi olasılığı giderek zor görünüyor. Maliyetlerde, ulaştırma ve diğer lojistik dallarındaki fiyat artışları geleceğin geçmişin devamı olamıyacağı, ve geçmişe ait yöntemlerle geleceğin sorunlarının çözülemiyeceğini bir kere daha anlatıyor gibi. Ama anlayana.

Hele Türkiye gibi her an dalgalanmaya açık olan ve bu konudaki durumu yönetiminin giderek daha zor hale gelebileceğinin işaretleri belirmeye başlayan bir ülkede, politikacı takımı gerçek dışı, bilim dışı, çağ dışı, demokratik olmayan yöntemleri, tek adam yönetimlerini seçmeye devam ettiği sürece, aday sandıkları halkın önüne çıkarılmadığı sürece, siyasi partilerde parti içi demokrasi yok edildiği sürece, ülkede siyasette yenilenme, yeni çözüm yolları bulmak daha da zorlaşacak. Bu konudaki belki de en önemli güvencelerimizden biri, ekonominin kaptanlarının ve profesyonel iş yöneticilerimizin uyanıklığı, hızlı karar verme yetenekleri ve kendilerini yenileme özellikleridir. Bu bakımdan iş dünyası; politikacının dünyasından en az bir asır ileridedir. Ülkenin sorunu politikacının öğrenebilmesi, kendini yenilemesi ve yenilikçi olabilmesidir. Kanımca ülkenin bugün içinde bulundgü en önemli sorun; demokrat politikacı, demokrat parti yönetimi ve demokratik düşüncenin ve çağdaşlığın siyasete hakim olabilmesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar