İcradan satılık Cemevi!

Avrupa'da cemevi olarak tasarlanıp inşa edilen ilk ibadethane olma özelliğine sahip Avusturya'nın aynı isimli şehrinde bulunan St. Pölten Cemevi inşaat ve arsa borçları nedeniyle banka tarafından icradan satılığa çıkarıldı.

İcradan satılık Cemevi!

Avusturya'nın St. Pölten şehrinde yaşayan Aleviler 2001 yılında şehir yönetiminin kendilerine tahsis ettiği arsa üzerinde bir cemevi inşa ettirdiler. 2003'te açılışı gerçekleşen bu cemevi, Avrupa ülkelerinde yaşayan Alevilerin ibadethane olarak inşa ettikleri ilk cemevi oldu. Daha önce, kilise de dahil olmak üzere farklı amaçlarla inşa edilmiş binalar satın alınıp cemevine dönüştürülmüştü. Ancak, mimarisiyle cemevi olarak tasarlanıp inşa edilen ilk yapı St. Pölten cemevi oldu.

Ancak, zamanla St. Pölten'de yaşayan Alevilerin arasına sokulan nifak ve parçalanmalarla cemevi banka borçlarını ödeyemez hale geldi. 2019 yılında banka tarafından başlatılan haciz işlemleri sonunda, banka cemevi için icradan satış kararı aldırdı. Eğer, cemevi yönetimi o tarihe kadar bir çözüm bulamazsa, 10 Mart 2021 tarihinde cemevi açık artırma yoluyla satışa çıkarılacak.

1 milyon 880 bin Avro tahmini değerle açık artırmaya sunulacak cemevi için en düşük değer olarak 940 bin Avro belirlenmiş. Açık artırmaya katılım için yatırılması gereken teminat bedeli ise, 188 bin Avro. Bu durumda, ilk açık artırmada 940 bin Avro ve üzeri her rakama cemevi satışı gerçekleşebilir. Satış sonrasında, borçları kapatılmayan St. Pölten Alevileri hâlâ bankaya boçlu da kalabilir.

AVRUPA ALEVİLERİNİN GURURU ST. PÖLTEN CEMEVİ

2000'lerin başında inşa edilen cemevi Avrupa'da yaşayan tüm Alevileri için gurur kaynağı olmuştu. Alevilerin ilk kez kendi ibadetlerine uygun özellikleri gözeterek bir cemevi inşa etmeleri, diğer ülkelerde yaşayan Alevileri de cesaretlendirmiş ve pek çok farklı şehirlerde cemevi inşaatları başlamıştı. St. Pölten Cemevi'nin öncü ve cesur rolü, bütün Avrupa'da yaşayan Alevileri hareketlendirmişti.

Ancak, Aleviliği ayrı bir din, Alevileri de azınlık bir toplum olarak tanımlamaya kalkışan çevrelerin yarattığı huzursuzluk St. Pölten'deki Alevileri de böldü. Aynı cemevi çatısı altında insanlar önce birbirleri ile konuşmamaya başladı. Ardından, çıkan uzun tartışmaların 2015'te uzlaşmacı bir yönetimle çözülmesi ve yeniden birliğin sağlanması beklenirken, cemevinin de bağlı olduğu federasyonun Avusturya makamlarına "Alevilik ayrı bir dindir" şeklinde tanınmak amacıyla resmi başvuru yapması bardağı taşıran son damla oldu.

St. Pölten Cemevi AABF ile birlikte bu tanımlamayı paylaşmadığını bildirerek federasyondan ayrıldı. Cemevi'nin banka ile karşı karşıya gelmesi de bu noktadan itibaren başladı.

Federasyon kendi taraftarlarını önce Cemevi yönetimine karşı kışkırttı. Ardından, banka ve belediye nezdinde iftira ihbarları ile Cemevi'nin kamusal itibarını yok etmek için çalıştılar. Cemevi'nde Işid mensuplarının bulunduğu gibi asılsız ihbar ve iftiralarla St. Pölten Cemevi'ni yıkmaya çalıştılar. Tüm Avrupa gibi, islamcı terör eylemlerine karşı hassas olan Avusturya kamuoyunu Cemevi konusunda yanıltmak istemelerinin tek bir amacı vardı: O binayı ele geçirmek!

AABF: CEMEVİNİ BİZE BIRAKIN!

İşin ilginç olan kısmı, inşaat öncesinde şehirde yaşayan Alevilerin 89 ortaklı bir şirket kurmuş, cemevi bina ve arsasının sahipliğini de bu şirket üzerinden resmileştirmiş olmaları. Ancak, tapuların cemevine devredilmesi gündeme geldiğinde ise, Aleviliği ayrı bir din olarak tanımlayan AABF taraftarları buna yanaşmıyor. Bugünlere gelen parçalanma sonucunda şirket ortakları da 50/39 olarak ikiye bölünmüş durumda. 50 ortak hisselerini cemevine devrettiği halde, AABF tarafından yönlendirilen hisse sahipleri buna yanaşmadığı için, banka cemevi ile değil, ticari hukuka bağlı bir şirket ile muhatap oluyor!

Tam da bu noktada, St. Pölten Cemevi yönetimini yönlendirdiği hisselerle rehin alarak çözümsüzlüğe mahkum eden AABF yeniden devreye giriyor ve federasyon başkanı Özgür Turak imzasıyla bir teklifte bulunuyor: Cemevini terk edin, bize bırakın!

Turak, Cemevi yönetimine Almanca olarak yazdığı teklifinde tam olarak şöyle diyor:

"Uygun finansman olanaklarına sahibiz.

Bunu gerçekleşmesi yalnızca, genel kurulda şimdiki yönetimin görevden alınması ile mümkündür."

Turak, bir yandan yönlendirdiği şirket hissedarlarının paylarını cemevine devretmelerini önleyerek, şirketin % 75 çoğunlukla karar almalarını önlüyor. Diğer yandan da, yönetim görevden alınırsa, borçların ödenmesini üstleniriz, mesajı veriyor! Gerçekten de, asıl amaç, sadece Avusturya değil, tüm Avrupa için sembolik anlamı olan bu cemevini ele geçirmek!

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

St. Pölten Cemevi başkanı Mehmet Mercan, şu anda kadar 500 bin Avro topladıklarını ve önlerindeki süreyi borcu kapatmaya yönelik çözüm bulmak amacıyla kullanacaklarını söylüyor.

Mercan'a binanın değil, ama arsanın değerli olduğunu, icradan satış konusunda haberdar olan Mercedes, Interspar gibi büyük şirketlerin de ilgilendiğini sorduğumuzda ise, böyle bir satışa asla izin vermeyeceklerini, en son çare olarak, binayı AABF'ye devretmeyi kabul edebileceklerini, ama buna karar verecek olanların da önce hissedarlar, sonra da cemevi üyeleri olduğunu söyledi.

Ali Rıza ÖZKAN